SİNOPSİS RESORT OTEL
20 Haziran
Sinop’ta Gezilecek Yerler

Sinop’un ülkemizin en sevinçli şehri olduğuna dair haberlere illaki muadil gelmişsinizdir. Bu yalnızca bir haber değil hem de TÜİK tarafından açıklanmış bir veri. Bunun sebebi trafik sorunu olmaması mı, bolca oksijenli havası mı yoksa Karadeniz’in masmavi suları mı bilinmez ama Sinop’a şöyle bir bakınca bu şehirde yaşanır diyebiliyorsunuz. Trafik sorunu demişken Sinop’ta gerçekten de böyle bir sorun hiçbir şekilde yaşanmıyor. Hatta oldukça ilginç fakat şehirde trafik lambası dahi yok.

Trafiğin olmadığı, fiyatların öteki şehirlere göre oldukça daha uygun olduğu, yeşilliklerle çevrili bu sempatik liman kentine ne olursa olsun uğrayın. Giderken de sizin için yazdığımız bu yazıyı yanınıza almayı unutmayın.

Sinop Kalesi
Sinop Kalesi Sinop il merkezinde, sahilin yemen yanında bulunuyor. Heybeti ve tarihi güzelliğiyle insanı kendine fanatik bırakan kalenin yaşı hakkında ise ne bir malumat bulunmuyor. Fakat Sinop Kalesi’nin Milattan Önce 8. Yüzyılda şehre gelen ve yerleşen göçmenler tarafınca yapıldığı düşünülüyor. Kale geçmiş dönemlerde şiddetli saldırılara uğramış ve neredeyse tamamen yıkılmış. Daha sonrasında Sinop topraklarında egemenlik devam eden Pontus Beyliği’nin hükümdarı IV. Mithridat tarafından yine inşa ettirilmiş. Tarih süresince Selçuk, Roma, Bizans şeklinde birçok uygarlığın kuruluş ve yıkılışlarına tanık olan kalede güvenliği artırabilmek için bir de iç kale bulunuyor.

Kalenin surlarının uzunluğu toplam 2973 metre; genişlikleri 3-8 metre içinde değişirken uzunlukları ise 30 metreyi buluyor. Yapımında kesme taş kullanılan kaleden Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde de detaylı olarak bahsediliyor. Evliya Çelebi kalenin Deniz Kapısı, Lonca Kapısı, Yenice Kapısı, Tersane Kapı, Tabakhane Kapısı ve Kumkapı olmak üzere 6 ayrı kapısının olduğundan bahsediyor. Fakat geçmişten bugüne kalenin uğradığı saldırılar cevabında bugüne yalnızca Kumkapı ile Lonca Kapısı gelebilmiş. Yerli ve yabancı turistler tarafınca şehrin en dikkat çekici noktası olan Sinop Kalesi Sinop’ta gezilecek bölgeler listesinin ilk sırasında yer alıyor. Fakat bizler Sinop gezinizi tamamladıktan sonrasında kaleye tekrar gelmenizi tavsiye ediyoruz. Çünkü kalenin tepesinde bulunan kafede denize karşı içeceğiniz bir fincan kahve bütün zorlukları unutturacak cinsten.

Sinop Etnografya Müzesi
Sinop Etnografya Müzesi kent merkezindeki Kefevi Mahallesi’nde bulunan eski bir konakta bulunuyor. 3 kattan oluşan, eski ve tipik bir Sinop konağı olan bu konak içinde şehrin geçmiş dönemlerdeki sosyal yaşamı gözler önüne seriliyor. Konak içinde 18. Yüzyıla ait sosyal yaşamdan kesitler görüyorsunuz. 3 kattan oluşan konakta 2 ayrı giriş bulunuyor. Girişlerden biri Kemaleddin Sami Caddesi üstünde bulunurken öteki Derviş Sarabil Caddesi üzerinde yer alıyor. Size yakın giriş hangisi ise konağa girmek için o girişi kullanabilirsiniz. Konağın sahibi eski Sinoplulardan Aslan Torun. Aslan Torun Konağı 1979 senesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağışlamış. Konak bakanlık tarafından kapsamlı bir restorasyona sokulmuş ve şehrin tarihi, kültürel zenginlik ve güzelliklerini sergilemesi için müze haline getirilmiş. Konakta ilk kat molozdan inşa edilmiş ama öteki iki katın inşasında tuğla ve ahşap kullanılmış.

Müze içerisinde 18. Yüzyılda bir Sinop evinde kullanılan halı, kilim, kap, dolap, kaşık, yer sofrası benzer biçimde eşyaları yakından gözlemleme şansına sahipsiniz. Bunun yanında Sinop yöresine has kıyafetler de müze içinde ziyaretçileri beğenisine sunulmuş. Silahlar, oklar, yaylar, miğferler de müzede sergilenen eşyaların arasında yer alıyor. Eğer Müzekart sahibiyseniz Sinop Etnografya Müzesi’ni ücretsiz gezebiliyorsunuz. Fakat Müzekart sahibi değilseniz de üzülmeyin. Müzeyi gezmek için 5 TL gibi minik bir rakamı ödemeniz de yeterli.

Sinop Tarihi Cezaevi Müzesi
Anadolu’nun Alkatraz’ı olarak anılan Sinop Tarihi Cezaevi aslına bakarsak birçoğumuzun hayatına bir şekilde dokunmuş bir mekân. Nasıl mı? Hemen anlatalım. Sinop Cezaevi birçok Türk gazeteci, yazar, ozan, tiyatrocuyu konuk etmiş. Edip Akbayram’ın bestelediği ve artık Türk Müziği’nin kült eserleri içinde sayabileceğimiz “Aldırma Gönül” şarkısının lafları de Sabahattin Ali tarafından burada şiir olarak kaleme alınmış. Bunun yanı sıra yine Sabahattin Ali’nin en bilinen eserlerinden olan Kuyucaklı Yusuf da yazar tarafından Sinop Cezaevi’nde 1 senede yazılmış. Şimdi de birazcık cezaevinin geçmişine bakalım.

Bugün cezaevi olarak kullanılan bina bundan tam 4000 yıl evvelinde Gaskalılar döneminde inşa edilmiş. 3 tarafı denizlerle çevrili bir adanın kalesi olarak inşa edilen bina Greklerden Osmanlı’ya kadar onlarca değişik medeniyetin kuruluş ve yıkılışlarına tanık olmuş. Bu 4000 senelik kalenin cezaevi olarak kullanılmaya başladığı tarih ise 1568. Daha sonra zaman içinde uğradığı ufak tefek değişimlerle bugünkü görünümüne kavuşmuş. Evliya Çelebi meşhur eseri Seyahatname’de Sinop Cezaaevi’nden, buradaki şartlardan, buradan kaçmanın zorluğundan bahsetmiş. Sinop Cezaevi 1999 yılında müzeye dönüştürülerek Sinop Tarihi Cezaevi ismiyle ziyarete açılmış. Müzeyi ziyaret etmek isterseniz sabah 09.00 ile akşam 19.00 saatleri içinde 5 TL karşılığında ziyaret edebilirsiniz. Unutmadan ekleyelim; Sabahattin Ali’nin yatmış olduğu kısım 3 bölümden oluşan müzenin 3. Kısmında bulunuyor.

Alaaddin Camii
Sinop gezilerinin olmazsa olmaz rotalarından önde gelen Alaaddin Camisi 1214 yılında fethedilen Sinop’un fethinden bir sene sonra inşa edilmiş. 1215 senesinde başlayan inşa 1230 yılında tamamlanmış. Fakat 1261 yılında şehrin uğramış olduğu büyük saldırıdan Alaaddin Camisi de nasibini almış. Tamamen yıkılan cami 1268 senesinde dönemin hükümdarı tarafınca eski temelleri üzerine yine yükseltilmiş. Mermer bir mihrabı bulunan caminin 3 tarafı ise Ayetel Kürsi suresiyle çevrilmiş. Fakat bugün camide göreceğiniz minber caminin orijinal minberi değil. Orijinal minberdeki bitki ve çiçek motiflerinin daha yoğun olduğu söyleniliyor. Evliya Çelebi Seyahatname’sinde Alaaddin Camii’nin orijinal minberinin Bursa Ulu Cami’deki minber ile büyük benzerlik gösterdiğinden bahsediyor. 

Duvarlarında tuğla ve kesme taş kullanılan caminin 5 kubbesi ve 1 minaresi bulunuyor. Kuzey Anadolu Bölgesi’nde Selçuklulara ilişkin en büyük cami olan Alaaddin Camii’nin avlusunda bulunan Candaroğulları türbesini ziyaret edebilirsiniz. Caminin mimarisine baktığımızda Arap mimarisi ile Selçuklu mimarisinin karışımı olduğunu görüyoruz. Geniş bir avluya sahip olması, enine geniş bir mimari özelliği göstermesi bakımından Erken Dönem Türk Mimarisi özelliği yayınlayan cami uzun saf tutmak için elverişli avlusu ise Arap Mimarisi özelliği gösteriyor.

Pervane Medresesi
Alaeddin Camii’nin avlusunun kuzeyinde bulunan Pervane Medresesi 1262 yılında Selçuklu veziri tarafından şehrin ikinci fethinin ardından inşa ettirilmiş. İki eyvanlı ve açık avlulu medrese mimarisinin en güzel örneklerinden önde gelen Pervane Medresesi oyma mermerden süslü kapısıyla da adeta göz dolduruyor. Avlunun ortasındaki sekizgen şadırvanda da Selçuklu mimarisi bütün zarafetiyle salınıyor. Bunun yanında avlu içinde değişik amaçlar için kullanılan birçok odacık da mevcut. Bu odalardan bazıları misafirhane, bazıları ise dershane olarak kullanılmış.

Medresenin bahçesinde Pervaneoğulları’nın son hükümdarı olan Gazi Çelebi ile kızının kabirleri bulunuyor. Pervane Medresesi 1932’den 1970 senesine kadar müze olarak ziyaretçilere açılmış. Bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ilişkin olan medrese, 2002 senesinde Sinop Valiliği’ne bırakılmış. Sinop Valiliği ise medreseyi Sinop’un el sanatları ve mutfak zenginliğini sergileme amacıyla kullanmaya başlamış.

Cezayirli Ali Paşa Camisi: Cezayirli Ali Paşa Camii Seyit İbrahim Bilal Hz. Türbesi’nin derhal bitişiğinde yer alıyor. Caminin yapılış zamanı ve kim tarafından yaptırıldığına dair hiç bir malumat yok. Camiye Cezayirli Ali Paşa isminin verilmesinin nedeni ise camiyi 1866’da ilk defa tamir ettiren kişinin Cezayirli Ali Paşa olması. Bunun yanında cami bir defa de 1896 senesinde Sultan Abdülhamid tarafınca onarım ettirilmiş. Caminin minaresinin inşa edilişi ise 1874 senesine rastlıyor. Caminin ahşap kitabesi ne yazık ki günümüzde yitik. Bu kitabenin caminin ilk tamiri esnasında yazıldığı düşünülüyor. Kitabede Cezayirli Ali Paşa’nın eski bir Kaptan-ı Derya olduğuna dair bilgiler mevcut. Bunun yanında Ali Paşa’nın bir devre Kalyon Nazırlığı yapmış olduğu da kitabede sözü edilen olaylar içinde.

Erfelek Şelalesi: Erfelek Şelalesi ve döküldüğü yerde oluşan masmavi göl gelenleri ilk görüşte kendine fanatik bırakan yerlerden. Sinop’a gelen ziyaretçilerin en fazlaca ziyaret etmiş olduğu yerlerden olan Erfelek Şelalesi dünyanın en huzurlu noktalarından biri olabilir. Şelalenin kenarına oturun ve kendinizi su sesi ile turkuaz rengin verdiği o huzurun kollarına bırakın.

Hamsilos Koyu: Hamsilos Koyu ülkemizin en şimal noktasında yer alıyor. Buzul aşındırmaları sonrasında oluşan koyun onu ötekilerden ayıran bir özelliği var. Nedir bu özellik diye soruyorsanız hemen cevaplayalım; Hamsilos Koyu dış kuvvetlerin aşındırmaları sonucu kendi kendine oluşmuş bir koy. Dünya üstünde Hamsilos Koyu gibi kendi kendine oluşan bir başka koy yok. Bugün Hamsilos Koyu’nun kenarında orman içerisinde oturabileceğiniz piknik masaları bulunuyor. Yanınızda piknik sepetinizi getirip Hamsilos Koyu’nun kenarında eğlenceli ve doğayla iç içe bir piknik yapabilirsiniz. Koy üstünde minik tekneler bulunuyor. Sahiplerinden rica ederseniz size bu güzel koyda bir tur attırabilirler.

İnaltı Mağarası: İnaltı Köyü sınırları içerisinde bulunan İnaltı Mağarası Ayancık ilçesine de ortalama 40 kilometre uzaklıkta konumlanıyor. Mağaranın bulunmuş olduğu konumda yükselti 1070 metre olarak ölçülüyor. Mağaraya ulaşım iyi mi diyorsanız derhal anlatalım. İnaltı Köyü’ne ulaştıktan sonra mağaranın 50 metre altındaki bir mesafeye kadar araçla ulaşım sağlanabiliyor. Buradan sonrasını ise yayan gitmeniz gerekiyor. Mağaranın ağzına kadar uzanan merdivenleri çıkarak kolayca mağaraya ulaşmanız olası.

Akgöl: Akgöl Ayancık ilçesi sınırları içerisinde yer alan masalsı bir yayla. Deniz seviyesinden 1200 metre yükseklikteki yayla yaz aylarında bile inanılmaz serin oluyor. Yaylanın tam ortasında 2 ayrı çay tarafından beslenen bir göl bulunuyor. Gölün etrafı ise sık ve yemyeşil ormanlarla çepeçevre sarılmış durumda. Akgöl’deki oksijenle ciğerleriniz adeta bayram edecek. Bu dünyadan soyutlanan yerde sevdiklerinizle güzel bir piknik ise kendinizi tekrar doğan gibi hissetmenizi sağlayabilir. Akgöl’e gelirken dikkatli olmanızda fayda var. Çünkü orman içerisinden her an yabani bir hayvan fırlayabilir.

Akliman Kumsalı: Akliman Kumsalı Sinop il merkezine yalnızca 9 kilometrelik bir mesafede yer alıyor. Bu yakınlık kumsalın özellikle şehir dışından gelen ziyaretçiler için çoğunlukla ziyaret edilmesine imkan sağlıyor. Bunun yanında hem Sinoplu bununla birlikte yakın çevredeki çiftler tarafından düğün, nişan şeklinde hususi gün çekimleri tarafından sıklıkla tercih edilen mekanlardan. Kumsalın sahip olduğu koy ise yabancı turistleri cezbediyor.

Karakum Plajı: Sinop’a yolunuz düşerse Boztepe’de bulunan Karakum Plajı’na mutlaka uğrayın çünkü dünya üzerinde çok azca yerde böyle bir görüntüyle karşılaşabilirsiniz. Geçmişte Boztepe’de bulunan ve aktif olan bir yanardağın patlaması üzerine yanardağdan çıkan kül ve lavlar denizin dibinde siyah bir tabaka olarak birikmiş. Bu sebepten dolayı da plaja Karakum deniyor. Tabanı siyah bir denizde yüzmek ziyaretçiler için fazlaca değişik bir edinim oluyor. Plajda gereksinim duyabileceğiniz şezlong, şemsiye, büfe vb. Gibi hizmetler de mevcut.

İnceburun Feneri: Türkiye’nin en şimal noktası olan Sinop-İnceburun’da bulunan fener bulunduğu konumdan ötürü ülkemizin en mühim deniz fenerlerinden. İnceburun sahilinin derhal yanında düzlük bir alanda bulunan fenere uğrarsanız bir hatıra fotoğrafı çekmeyi dikkatsizlik etmeyin.

Tüm bu yerleri görmek, Sinop’un keşfedilmemiş güzelliklerini yakından görmek için derhal Sinop otelleri sayfasına göz atabilirsiniz.


Yapılacak Aktiviteler
Sinop’a yolunuz düşerse başta Etnografya Müzesi, Tarihi Cezaevi gibi kapılarını ziyaretçilerine açan müzeleri mutlaka ziyaret edin. Tarihi ve organik güzellikler gezilip görüldükten sonrasında ise kendinizi Sinop kıyılarından Karadeniz’in mavi sularına bırakabilirsiniz. Şehrin manevi büyüklerinden olan Seyit Bilal ve Çeçe Sultan türbeleri ise Sinop ziyaretleri sırasında es geçilmemesi ihtiyaç duyulan yerlerden. Bunun haricinde Sinop Limanı’ndan bir deniz havası almadan şehirden ayrılmayın. Sahilde talep eder bir şeyler için yorgunluğunuzu atın, dilerseniz de limanda oltanızı atıp Karadeniz sularının leziz balıklarından tutup kendinize akşam yemeğinde bir ziyafet çekin.

Deniz havasını yeteri kadar aldık bizlere bol oksijenli bir yayla havası lazım diyenlerdenseniz Sinop bu noktada da sizi fazlasıyla memnun edecek. Özellikle Akgöl Yaylası mavi ve yeşilin bir arada olduğu yaz aylarında bile sizi üşütecek serinlikte bir plato. Yayladaki mesire alanında dilediğiniz şeklinde piknik yapabilirsiniz. Gitmeden uyaralım burada iştahınız açılabilir. O yüzden piknik sepetinize extra erzak eklemeyi dikkatsizlik etmeyin. Son olarak Sarıkum Gölü ve tabiat parkına uğramadan Sinop gezinizi sonlandırmayın. Ülkemizin en şimal noktası olan Sinop’ta harika bir dinlence için Sinop otelleri sayfasına giderek istediğiniz konaklama tesisi için online rezervasyon yaptırabilirsiniz.


Yeme İçme
Hem doğal aynı zamanda kültürel güzellikleri, çeşit çeşit canlılarla dolu ve bereketli denizleri, insanın iştahını açan havasıyla Sinop bin bir çeşit deniz ürününden hamur harcı işine uzanan geniş bir mutfak yelpazesiyle yemek mevzusunda da sizleri memnun edecek. Sinop seyahatinize dair aklınızda duracak en bariz şey Sinop mutfağına özgü lezzetler olabilir. Sinop’ta ne yenir sorusunu cevaplamaya kahvaltıdan başlamakta yarar var: Balın, pekmezin, reçelin envaiçeşidi Sinop’un yükümlü kahvaltı sofralarında sizi bekliyor. Tabi Karadeniz’in eğer olmazsa olmazı tereyağını, çeşit çeşit otları ve peynirlerini de unutmamak lazım. Kahvaltıda hamur harcı işi de tercih edenlerdenseniz şehre özgü bir lezzet olan nokuluyu mutlaka tatmanızı tavsiye ediyoruz. Nokulu ilk kere duyuyor olabilirsiniz o yüzden özetlemek gerekirse anlatalım. Nokul nohut mayasıyla yapılan bir çeşit poğaça.

Karadeniz denince akla gelen lezzetler arasında mısır çorbası önemli bir yere haiz. Sinop’ta mısır çorbasının en güzelini içeceğinizden asla şüpheniz olmasın. Karadeniz şehrinden bahsedip balığı es geçmek elbette olmaz. Sinop denizlerinden en fazlaca tutulan balık zargana ile mezgit. Karadeniz somonu da kesinlikle denemeniz ihtiyaç duyulan lezzetli bir balık türü. Bunun yanında şehrin en meşhur yemeği olan kestaneli iç pilavı da tatmadan geçmeyin. Sinop’ta birçok yemeğe konan kestane karşısında şaşırabilirsiniz. Son olarak şaşırtıcı bir harbiden bahsedelim; Hemen hemen hepimiz tarafından Kayseri’ye özgü bir yemek olarak bilinen mantının ana vatanı aslen Sinop. Sinop mantısının üstüne yoğurt yerine ceviz serpiliyor. Yemekler iyi güzel de nerde yiyelim diyorsanız hemen birkaç mekân önerisi de deneyelim. Teyze’nin Yeri yöresel Sinop yemeklerini yiyebileceğiniz samimi, şık bir mekân. Bunun yanında Şekerci Mehmet Gündüz ve Okyanus Balıkevi’ne de bir talih verebilirsiniz. Bir hafta sonunuzu bu güzel şehirde koymak için Sinop otelleri sayfasına göz atmayı ihmal etmeyin.


Konaklama
Her bir ilçesi ayrı bir güzelliğe haiz olan Sinop hangi mevsimde giderseniz gidin sizi pişman etmeyecek. Bahar aylarında yaylarında piknik yapabileceğiniz, yaz sıcağında sahillerinde denize girebileceğiniz, müzelerinde değişik dönemlere ve kültürlere tanıklık edebileceğiniz bu güzel şehir dinlence için gönül rahatlığıyla tercih edebileceğiniz rotalardan. Sinop konaklama mevzusunda da sizi fazlasıyla memnun edecek bir kent. Sinop otelleri arasında seçim yaparken seyahat rotanıza nazaran yapmak sizin için fazlaca daha yararlı olabilir. Örneğin şehir merkezine uzak yerleri gezmek dilerseniz o zaman ilçelerdeki otellerden birini seçebilirsiniz. Gelelim şehrin öne çıkan otellerine:

Sinop il merkezindeki otellerden olan Bossinop Hotel yalnızca manzarasıyla dahi insanı büyülüyor. Sabah uyandığınızda ilk günaydınınızı Karadeniz’den almak dilerseniz Bossinop Hotel sizin için en ideal otellerden olabilir. Bunun yanında şehir merkezinde her yere adım atma mesafesinde olduğu için ötürü da sıklıkla tercih ediliyor. Şehir merkezinden ziyade tabiat ve denizle koyun koyuna bir otel arıyorsanız o vakit yönünüzü Denizci Otel’e çevirin. Bunlar haricinde Otel 117, Sinopark Hotel ve Harbour Hotel Sinop’un biri olan konaklama tesislerinden.


Alışveriş
Sinop’tan ne alınır sorusunun ilk cevabı vapur maketleri. Maketlerin hikayesi ise bir hayli ilgi çekici. 1950 yılında Sinop Cezaevi’nde yatan iki mahkûm vakit dercetmek için gemi maketleri yapmış. Bu maketler öylesine beğenilmiş ve öylesine yayılmış ki zamanla Sinop’un geleneksel el sanatları içinde kendine yer bulmuş. Çeşitli ağaçlardan oyulan gemiler yerli ve yabancı turistler tarafınca en çok rağbet bulan ürünlerden.

Sinop’un mahalli el sanatlarından bir diğeri ise Ayancık keteni. Keten liflerinden dokunan ve çok sıhhatli bir kumaş olan Ayancık keteninden çantadan elbiseye, yastık kılıfından masa örtüsüne kadar fazlaca çeşitli mamüller yapılıyor. Sinop’ta ünlü olan bir diğer sanat ise bıçakçılık. Sinop’un el yapımı bıçakları günlük kullanımdan oldukca dekoratif alanda kullanılıyor. Yerel değil de daha genel bir alışveriş yapmak dilerseniz Sinop Metropol Alışveriş Merkezi tüm beklentilerinizi karşılayabilecek bir mekân. Bunun yanında muadil gelirseniz semt pazarlarına da mutlaka uğramanızı tavsiye ediyoruz. Birbirinden güzel Sinop otelleri arasından dilediğinizi seçerek ön ödemesiz bir halde online rezervasyon yaptırabileceğinizi ihmal etmeyin.


Eğlence ve Gece Hayatı
Sinop nüfus olarak böylesine küçük bir şehirden beklenmeyecek derecede renkli bir eğlence ve gece dünyasına sahip. Türkiye’nin en sevinçli şehri olmasının bunda bir etkisi var mı bilinmez fakat bu durum ziyaretçilerini fazlasıyla memnun ediyor. Şehirde gece yaşamının kalbi liman ve etrafında atıyor desek yeri. Eğlence mekanlarından en bilineni ise Kale Bar. Burası Sinop Kalesi’nin derhal yanı başında yer ediniyor ve daha çok elit kitleye hitap ediyor. Kulis ise canlı müziği ve personel kalitesiyle şehrin en çok tercih edilen mekanlarından bir diğeri.

Şehirde eğlence denince festivalleri de es geçmek olmaz. Sinop’ta düzenlenen festivallerden bahsetmek gerekirse Kültür ve Turizm Festivali, Ayancık Kültür ve Keten Festivali ve Geleneksel Ayancık Panayırı şeklinde örnekler vermek olası. Daha fazla eğlence ve festival için Sinop otelleri sayfasından hızlıca rezervasyon yaptırabilirsiniz.


Ulaşım
Karadeniz’in en canlı şehirlerinden olan Sinop’a hava, kara ve deniz kanalıyla ulaşım sağlamanız olası. Özel aracınızla gitmek dilerseniz İstanbul’dan 9.5 saat şeklinde bir zamanda Sinop’a ulaşabilirsiniz. Toplu taşımayı tercih edecekseniz ülkemizin her yerinden derhal derhal her gün Sinop’a düzenlenen otobüs seferlerine göz gezdirebilirsiniz. İlçelere gidecekseniz il merkezinden kalkan dolmuşları kullanabilirsiniz. Şehre ulaşım sağlamanın en kısa ve kolay yolu ise elbette havayolu. Fakat Sinop Havaalanı’na yalnızca İstanbul’dan aktarmasız uçuşlar mevcut. İstanbul’dan havayolu ile 1,5 saat şeklinde bir müddette Sinop’a ulaşabiliyorsunuz. Sinop Havaalanı şehrin 8 kilometre dışında yer alıyor. Şehir merkezi ile havaalanı içinde ulaşımı servisler ya da taksilerle sağlayabilirsiniz. Liman kenti olmasından dolayı Sinop’a deniz yolu ile de ulaşım sağlamanız olası. Şehre ulaştıktan sonra kendinizi evinizde gibi hissetmek için derhal Sinop otelleri sayfasına göz atabilirsiniz.

Rezervasyon Bize email gönderin. Bizi Arayın Whatsapp Destek